Belki de Mona Lisa sadece gülümsüyordur…

mono-lisa-600x400

Dünya sanat tarihinin belki de en tartışmalı, üzerinde en çok konuşulan eserlerinden biri olan, Leonardo da Vinci’ye ait Mona Lisa tablosu yıllardır hep bir tartışmayı beraberinde getiriyor: Resimdeki Mona Lisa gülümsüyor mu, gülümsemiyor mu?

Bu tartışma yıllardan beri süregelmiştir ve, sanat tarihçilerini o kadar bilemem, ancak insanları ikiye bölmüştür: Mona Lisa gülümsüyor diyenler; Mona Lisa gülümsemiyor diyenler. Hatta, ortada başka bir görüş daha var ki, o da, tablonun, da Vinci tarafından eşsiz biçimde tasarlandığı ve tablodaki kadının hem gülümsediği hem de gülümsemediği. Tablonun, Leonardo da Vinci’nin kendini resmettiği bir tablo olduğu bile yazılıp çizilmiştir ve tablodaki kadın suratının hem kadını hem erkeği yansıttığı da başka bir tartışmadır. 2003 yılında Dan Brown’ın kaleminden çıkan The Da Vinci Code (Da Vinci Şifresi) adlı roman da, Mona Lisa tartışmalarını gündeme getirip tabloyu, dolayısıyla Leonardo da Vinci’yi de uzunca bir süre oldukça popüler hâle getirmişti. Brown’ın sanat tarihine katkısı yadsınamaz; bu sayede insanlar, “Tabloda Mona Lisa hakikaten gülümsüyor mu, gülümsemiyor mu?” diye düşünmeye ve da Vinci’yi araştırmaya giriştiler. Şahsen ben de bu grubun içinde yer alıyorum. Daha sonra bu akım başka film ve dizilerle de devam etti nitekim.

Mona Lisa’nın gülümsüyor mu, yoksa gülümsemiyor mu oluşu bir grup insan için bir muamma olarak kaladursun, ben tabloya direkt olarak baktığımda sadece gülümseyen bir kadın görüyorum. Dudağın sadece sağ tarafının (kadına göre sol) yukarı kalkık olması ve sol tarafının (kadına göre sağ) çok az kalkık olması da fark etmiyor; bence kadın gülümsüyor. Ben böyle düşünürken, aklıma şöyle bir şey geldi: Onca teorinin, da Vinci’nin Mona Lisa tablosunda usta bir işçilik işlediği fikirlerinin uçuşup durduğu bir ortamda, bana göre belki de Mona Lisa ‘sadece’ gülümsüyordur… olamaz mı?

The Guardian’dan Jonathan Jones adlı bir yazar, The secret of Mona Lisa’s smile lies in Leonardo’s painting (Mona Lisa’nın gülümsemesinin ardındaki sır Leonardo’nun tablosunda gizli) adlı makalesinde bu konuya değinmiş. Kendisi arkeologların, tablodaki modelin kemiklerini araştırmak üzere Floransa’daki bir manastırı araştırmalarına kafayı takmış ve bu tarz çabaların, da Vinci’nin el işindeki mucizelere gölge düşürdüğünden bahsetmiş.

Jones şöyle diyor; “Mona Lisa neden gülümsüyor? Çünkü içten içe, kendisi hakkında çıkartılan haberlere gülüyor da ondan.

“Leonardo da Vinci endüstrisiyle ilgili birtakım gerçekleri söyleme zamanı. Bu sanatçı, sahte bilimin medya tarafından pohpohlanmasından ve sanatını çevreleyen hokus pokustan daha fazlasını hak ediyor. Not defterlerinden de anlaşılacağı üzere, onun zihni sonsuz bir cazibe merkezi ve bugüne gelmeyi başaran eserleri de son derece esrarengiz. Ancak Lenoardo’yu daha anlaşılır kılacak hikâye ve yorumlardan ziyade, dünya medyası dedikodular ve safsatalara odaklanmış durumda ve bu yüzden Leonardo, dini resimler üretmiş sakallı bir zerdüştten öteye gidemiyor.

“Son çıkan hikâyeye göre, bir grup arkeolog, Floransa’da bir manastırı araştırarak, Mona Lisa tablosundaki model olan Lisa Gherardini’nin kemiklerini bulmaya çalışıyorlar. Peki orada gömülmüş olan onca rahibe içinden bu kemikleri bulma şansları ne kadar? Samanlıkta iğne aramak gibi bir şey bu. Üstelik arkeologlar henüz bu kemiklere ulaşabilmiş bile değiller.

“Diyelim ki bu iskelet bulundu, Mona Lisa’yla ilgili neyi açıklayacak? Budalaca birtakım haberlere göre, iskelet bulunursa Mona Lisa’nın gülümsemesi çözülecek. Bir iskelet, bir tablonun gizemini, büyüsünü nasıl açıklayabilir ki?

“Leonardo’nun tablosunu elinde bulunduran Louvre’daki laboratuvarda yer alan, Mona Lisa’ya ait çekilmiş x-ray resminden anlaşıldığına göre, 1503’te da Vinci Floransalı bir tüccarın eşini resmedeceği tablonun ilk taslağını çizerken, model gülümsemiyormuş. Bir başka deyişle, gülümseme, da Vinci tablo üzerinde yıllar boyu çalıştıkça ortaya çıkmış. Tamamen kendisinin sanatsal bir çabası. Tablodaki hemen her şey titizlikle işlenmiş. İşin sırrı onun hayal dünyasında ve fikirlerinde – bir mahzende gömülü sır gibi bir iskelette değil.

“Kısa bir süre önce, benzer bir rezillikte başka bir Leonardo hikâyesi daha ortaya çıktı. Bu habere göre; Mona Lisa tablosunun bir kopyası esasında Leonardo’nun ünlü tablosunun ilk hâliymiş – yani bugünkü bildiğimiz tablonun dışında, Mona Lisa’nın resmedildiği başka bir ilk tablo daha varmış. Bu tablo ise Leonardo’nun işçiliğine hiç benzemiyor. Onun tarifsiz ince dokunuşunu hiç yansıtmıyor. Sadece bir kopya, o kadar.

“Gerekli ilgi Leonardo’ya gösterilmeli, kendisi, fikirleri ve el işi hakkında ne kadar konuşursak o kadar iyi. Bu tarz Dan Brown’vari komplo teorilerine hiç gerek yok, bütün bunlar esas sanatçının üzerine gölge düşürüyor.”

Jonathan Jones’un bu yazısına, Google’da “Mona Lisa gülümsüyor mu?” tarzı bir şey arattığımda rast geldim ve baştan sona okudum. Adam haklı! Ben zaten “Mona Lisa sadece gülümsüyor olamaz mı? Arkasında bir şey aramaya bu kadar gerek var mı?” diye düşünürken; adam da, “Bırakın tablodaki modelin iskeletini arayıp gerçekten gülüyor muymuş diye sormayı – zaten ilk taslaklarda model gülümsemiyor bile, Leonardo’nun usta parmaklarından çıkan bir şey o!” deyivermiş.

Eserdeki Mona Lisa’nın gülümseyip gülümsemediği, bence tamamen ona bakan kişinin yorumuyla ilgili. Independent’tan Jack Shepherd’ın yazdığı Mona Lisa’s smile: The mystery has finally been solved after 500 years (Mona Lisa’nın gülümsemesi: Gizem 500 yıl sonra nihayet çözüldü) başlıklı makale bu konuya değiniyor:

“Leonardo da Vinci’nin, Mona Lisa adlı, Lisa Gherardini, modelin tuhaf yüz ifadesi sayesinde, en tartışılan sanat eserlerinden biridir.

“Freiburg Üniversitesi’nde yapılan, Lisa “üzgün” mü yoksa “mutlu” mu araştırması ise son derece basit: Mona Lisa ‘tartışmasız biçimde’ mutlu.

“12 katılımcıya 9 adet siyah-beyaz Mona Lisa eseri gösteriliyor; bunlardan 8 tanesi dijital olarak değiştirilmiş hâlde; 4’ü modeli daha mutlu, 4’ü daha mutsuz gösteriyor.

“Fotoğraflar karıştırılarak her bir katılımcıya 30 defa gösterildikten sonra, araştırmayı gerçekleştiren ekip, orijinal tablonun %97 oranında ‘mutlu’ olduğunu buldu.

“‘Şaşırıp kaldık,’ diyor Alman Üniversitesi’nden sinirbilimci Juergen Kornmeier. ‘Sanat ve sanat tarihindeki bilgiler ışığında, orijinal tablonun en karmaşık eser olduğunu sanıyorduk.’

“Konuyla ilgili ikinci bir çalışma daha yürütülüyor; katılımcılara daha ufak değişikliklerle tablonun daha ‘mutsuz’ versiyonları gösteriliyor. Orijinal eser hâlâ mutlu olarak görülse de, manipüle edilen fotoğrafların daha önce hiç olmadığı kadar mutsuz gözüktüğü kaydedildi.

“‘Beynimizde mutluluk veya mutsuzluğun sabit bir ölçüsü yok,’ diyor Kornmeier. ‘Beynimiz bize gösterilen imajı çok hızlı bir şekilde tarıyor. Görüntüyü bir bütün olarak alıp ardından tahmin yürütüyoruz.’ Sinirbilimci sözlerini şöyle noktalıyor: ‘Başka bir açıdan bakınca belki kararsızlık vardır; ancak mutlu veya mutsuz açısından bakınca, son derece net.”

Yani, Freiburg Üniversitesi araştırmacılarının çalışmaları da ortaya koyuyor ki, Mona Lisa eserine bakanlar eserdeki kadının gülümsediğini rahatlıkla söyleyebiliyorlar. Ortada, “Gülümsüyor gibi yapıyor ama biraz mahzun”, “Gülümsüyor ama içi kan ağlıyor”, “Gülümsüyor ama belki de alaycı bir gülümseme bu?”, “O gülümseme değil, ben bilirim ifadesi” gibi komplo teorilerine veya diğer varsayımlara gerek bile yok. Kaldı ki, esasında belki bunlara gerek de vardır. Bir sanat eserini değerli kılan, onu inceleyen insanların farklı bakış açıları getirmesi, farklı açılardan yorumlaması, farklı anlamlar çıkarması değil midir? Eserin sanatsal oluşu zaten bize bunları düşündürdüğü için değil midir?

Yine de, ben Mona Lisa’ya baktığımda gülümseyen bir kadın görüyorum. Bunu, bu tabloyu hayatım boyunca ilk kez gördüğümden beri böyle düşünüyorum. Kadının dudaklarında inkâr edilemez bir gülümseme, bir tebessüm var. İçi karalar bağlıyordur, da Vinci onu çok uzun süre orada oturttu diye ona kızgındır – bunları bilemem. Tabloda verdiği izlenim, ifade mutluluktan yana. Alın işte katılımcılara da farklı farklı fotoğraflar göstererek sormuşlar, onlar da mutlu olduğunu söylemiş. Kaldı ki, çalışmadan mutsuz sonucu çıksaydı, benim için Mona Lisa yine gülümsüyor olacaktı. Şimdiye kadar Paris’teki Louvre Müzesi’ne gidip Mona Lisa adlı eseri yakından görme fırsatım olmadı. Bu arada, genellikle (ve çokça) tabloya internetten maruz kaldığımız için biz hep büyük büyük imajlarını görüyoruz, fakat söylenenlere göre, Louvre Müzesi’ndeki eser tahmin edilenden de küçük. Hatta insanlar oraya gittiklerinde, “Mona Lisa bu mu?” diye şaşırıyorlarmış. Ben de oraya gidecek olursam, şöyle bir manzarayla karşılaşacağım muhtemelen:

Mona-Lisa-at-the-Louvre-i-002

Öyle ya da böyle, Leonardo da Vinci nasıl bir işçilik ortaya çıkarmışsa, Mona Lisa hâlâ dünyanın en çok tartışılan eserlerinden biri ve bu sırf, Mona Lisa gülümsüyor mu gülümsemiyor mu ikileminden değil, eserdeki daha pek çok detaydan ve ince işçilikten kaynaklanıyor. Bana mutlu görünüyor olsa bile, tablonun milyonlarca insana tek bir duyguyu değil de, birden fazla duyguyu ve düşünceyi yaşatıyor olması belki de bu tablonun bu kadar yücelmesini ve film, dizi, müzik ve kitaplarda bu kadar popüler biçimde yer almasını sağlıyor. Medya ve magazin bombardımanının ötesinde, Mona Lisa hakikaten özel bir eser ve Leonardo da Vinci gerçekten çok, çok başarılı bir ressam ve mucit.

Ben yine de en baştaki düşüncemi savunuyorum: Onca çelişki, onca araştırma ve tartışmanın ötesinde, belki de Mona Lisa sadece gülümsüyordur… ardında başka bir şey aramaya gerek var mı?

Yazıda alıntılanan makalelerin orijinalleri için;

The secret of Mona Lisa’s smile lies in Leonardo’s painting – Jonathan Jones

Mona Lisa’s smile: The mystery has finally been solved after 500 years – Jack Shepherd

Yorum bırakın