ÖYKÜ: Abra Kadabra

 

abra.kadabra.05

Berk birazdan yapacağı şeyi, yapmayı keşfettiği zamandan beri sayısız kez yapmış olmasına rağmen, yine -her zamanki- tedirginlik duygusuyla baş etmeye çalışıyordu. Bunu daha sonraki milyonlarca kez yapacağı zaman da yine aynı duyguyu hissedeceğini biliyordu. Kendisinin bildiği kadarıyla bunu yapabilen tek kişiydi sonuçta… dünya üzerinde tek bir kişi. Okumaya devam et

ÖYKÜ: Yan(ıl)sıma

yanilsima.kapak

Başucundaki saatin alarmı çalmaya başladığında, Aykut gözlerini zar zor açıp yatağında doğrulabildi. Sesin saatten geldiğini anlaması birkaç saniyesini aldıktan sonra, eliyle uzanıp alarmı susturdu ve kısık gözlerle etrafına bakınmaya başladı. İçinde bulunduğu yatak odası ona -her zamanki gibi- aşina geldikten sonra, sanki uykudan uyanması ağır bir eylemmiş gibi derin bir nefes koyuverdi. Saate baktığında 8 olduğunu gördü. Yataktan kalkıp banyoya gitmesi, ardından üzerini giyinmesi, kahvaltı etmesi hemen hemen yarım saat sürecek, ardından evden çıkarak yarım saatte ofise gidecek, 10’daki toplantı öncesinde raporu son bir kez gözden geçirecek ve önemli bir toplantı gerçekleştirecekti. Okumaya devam et

ÖYKÜ: “2.5 GB”

p17d98f5st15qd1tsv1m9c1sbu11uo0_64674.02

“Bu süper bir deneyim olacak,” dedi Faruk heyecanla.

Yolda giderlerken, Mert’in içinde de Faruk’taki kadar bir heyecan vardı. Ancak içindeki sadece heyecan değil, aynı zamanda tedirginlikti. Faruk’un gittikleri yerle ilgili anlattıkları bir yana, bunu deneyimlemek bambaşka bir şey olacaktı.

“Düşünebiliyor musun?” demişti Faruk, “bizim ülkede, Türkiye’de, böyle bir teknolojiyi yakalamışlar!”

Mert de bunu ilk duyduğunda oldukça şaşırmış, böyle bir teknolojinin Türkiye’de var olmasını garip bulmuştu. Hemen ardından garipsediği ikinci şey ise, bu teknolojinin el altından, yani gizlice yürütülmesi olmuştu. Gittikleri yerin sıradan bir hastane veya bir klinik olmaması da bu yüzdendi. Okumaya devam et

ÖYKÜ: Kıyıdan uzaklaşırken…

Central California coast near Monterey

Bir adam, çok uzun bir süredir sahil kenarında, kendi yaptığı ufak bir kulübede yaşamaktaymış. Sahil kenarında veya bir kulübede yaşamayı kendi istememiş aslında; hayat şartları onu böyle yaşamaya yönlendirmiş, zorlamış. Adamın tek istediği; zorla, isteksizce yaşadığı bu yerden uzaklaşıp gitmekmiş. Ama bunu bir türlü beceremiyormuş adam, çünkü o büyük adımı atamıyormuş… Okumaya devam et